Reşahat Allah Dostlarının Menkıbeleri

Reşehat - Allah Dostlarının Menkıbeleri,,
REŞEHÂT
Mevlânâ Ali b. Hüseyin es-Safî’nin Nakşibendî büyüklerinin ve Hâce Ubeydullah Ahrâr hazretlerinin biyografisine dair kaleme aldığı eseridir. Bu enfes eser (Reşehât)’in tam adı ‘Reşehât-ı ‘Aynü’l-Hayât’ olup, -Hayat Kaynağından Damlalar, Hayat Kaynağından Katreler, Hayat Pınarından Can Damlalar, Hayat Pınarından Serpintiler- manasındadır. Aslı Fars’ça olan bu eser, büyüklerin (Allah dostlarının) hayat hikayelerini, menkıbelerini, onların hal ve makamlarını güzel bir şekilde anlatmakta ve ehli olan kimselerin istifade etmelerine yardımcı olmaktadır.
REŞEHÂT MÜELLİFİ MEVLÂNÂ ALİ B. HÜSEYİN ES-SAFÎ (867-939)
Fahreddin Ali Safî (Rahimehüllâh), 21 Cemâziyelevvel 867 (11 Şubat 1463)’te İran’ın Horasan bölgesinde eski ismi -Beyhak- olan Sebzevâr’da doğmuştur. Fahreddin ve Sâfî isimleri ile meşhurdur. Genliğini burada geçirmiş ve İlk eğitimini Babası Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’den ve yanı sıra Abdurrahman-ı Câmî ve Abdülgafûr-i Lârî’den almıştır.
Babası Hüseyin Vâiz-i Kâşifî (830-910)
Mevlânâ Hüseyin Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh), meşhur müfessir, Mutasavvıf ve şairlerdendir. İran’ın Horasan bölgesindeki Sebzevâr’da doğmuştur. Gençlik yıllarını Sebzevâr’da geçirmiş ve ilk eğitimini burada tamamlamıştır. Daha sonraları Nişâbur ve Meşhed’de yaşamıştır. Çok tesir edici ve kuvvetli vaazlarıyla tanındığı için “Vâiz” lakabını almıştır. Aynı şekilde şiirlerinde ilmî (güç) müşkülleri çözdüğü için “Kâşifî” mahlası da ona verilmiştir. Hüseyin Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh), dirayet sahibi âlim bir zat olup çok latif bir kişiliğe sahipti. Ha keza edip, şair, sûfî, hatip, yazar, fakih, tefsirci, muhaddis ve astrologdu. Sihir, astroloji, esrar ve hurûf gibi birçok ilme vâkıftı. Aynı şekilde güzel, tesirli ve Dâvûdî bir sese sahip olup vaazları sırasında âyet ve hadislerdeki incelikleri güzel bir şekilde insanlara anlatırdı. Gittiği yerlerde ilmî şahsiyeti ve vaazlarıyla kendisini halka kabul ettirmiş ve yanı sıra Dâvûdî bir sese sahip olmasıyla vaaz meclislerinde büyük izdihamlar oluşurdu. Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh), dönemin ünlü Nakşibendî şeyhi Sa‘deddîn-i Kâşgarî’nin Herat’ta öldüğü haberi üzerine onu rüyasında görmüş ve ziyaret etmek için Herat’a gitmiştir. Burada Sa‘deddîn-i Kâşgarî’nin ünlü müridi Abdurrahman-ı Câmî ile tanışmış ve onun vasıtasıyla Nakşibendî tarikatına intisap etmiştir. O dönem Herat şehri, Timur’un torunlarından Hüseyin Baykara’nın yönetimi altındaydı. Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh) kısa zamanda ilmî şahsiyeti ve vaazlarıyla meşhur olmuş bir süre sonra Hüseyin Baykara ve Ali Şîr Nevâî’nin himayesine girmiştir. Onların teşvikiyle çeşitli kitaplar telif etmiştir. Herat’ta 20 sene kalmış vâizlik görevi yapmıştır. Molla Câmî’nin ölümünden sonra doğduğu yer olan Sebzevâr’a dönmüş ve 910 yılında burada vefat etmiştir. Türbesi Sebzevâr’ın güneybatısında, Dervâze-i Nîşâbur’dadır. Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’nin ailesi hakkında çok bilgi bulunmamakla beraber Nakşibendî büyüklerinin hayat menkıbelerini anlatan Reşehât ‘Aynü’l-Hayât’ adlı eserin müellifi Fahreddin Ali Safî’nin oğullarından biri olduğu bilinmektedir. Hatta babasının vefatından sonra Fahreddin Ali Safî (Rahimehüllâh), vaaz vermeye ve insanları irşâd etmeye başlamıştır. Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh) halkın çoğunluğu Şiî olan Sebzevâr’da Sünnîlik’le, Herat’ta yaşadığı dönemde ise Şiîlik’le itham edilmiştir. Hüseyin Vâiz-i Kâşifî; tefsir, tasavvuf, edebiyat vb. birçok alanda kırktan fazla eser kaleme almıştır. Telif ettiği başlıca eserleri şunlardır:
- Cevâhirü’t-Tefsîr li-Tuhfeti’l-Emîr.
- Mevâhib-i ‘Aliyye (Tefsîr-i Hüseyni).
- Câmi‘u’s-Sitîn.
- Ravzatü’ş-Şühedâ.
- Ahlâk-ı Mühsinî.
- Envâr-ı Süheylî.
- Mahzenü’l-İnşâ’.
- Esrâr-ı Kâsımî.
- Fütüvvetnâme-i Sultânî.
- Bedâyi‘u’l-Efkâr fî Sanâyi‘i’l-Âsâr.
- Risâle-i Hâtimiyye.
- Letâyifü’t-Tavâ’if.
- Lübb-i Lübâb-i Ma‘nevî.
- er-Risâletü’l-‘Aliyye fi’l-Ehâdîsi’n-Nebeviyye.
- Açıklama
Reşehat - Allah Dostlarının Menkıbeleri,,
REŞEHÂT
Mevlânâ Ali b. Hüseyin es-Safî’nin Nakşibendî büyüklerinin ve Hâce Ubeydullah Ahrâr hazretlerinin biyografisine dair kaleme aldığı eseridir. Bu enfes eser (Reşehât)’in tam adı ‘Reşehât-ı ‘Aynü’l-Hayât’ olup, -Hayat Kaynağından Damlalar, Hayat Kaynağından Katreler, Hayat Pınarından Can Damlalar, Hayat Pınarından Serpintiler- manasındadır. Aslı Fars’ça olan bu eser, büyüklerin (Allah dostlarının) hayat hikayelerini, menkıbelerini, onların hal ve makamlarını güzel bir şekilde anlatmakta ve ehli olan kimselerin istifade etmelerine yardımcı olmaktadır.
REŞEHÂT MÜELLİFİ MEVLÂNÂ ALİ B. HÜSEYİN ES-SAFÎ (867-939)
Fahreddin Ali Safî (Rahimehüllâh), 21 Cemâziyelevvel 867 (11 Şubat 1463)’te İran’ın Horasan bölgesinde eski ismi -Beyhak- olan Sebzevâr’da doğmuştur. Fahreddin ve Sâfî isimleri ile meşhurdur. Genliğini burada geçirmiş ve İlk eğitimini Babası Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’den ve yanı sıra Abdurrahman-ı Câmî ve Abdülgafûr-i Lârî’den almıştır.
Babası Hüseyin Vâiz-i Kâşifî (830-910)
Mevlânâ Hüseyin Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh), meşhur müfessir, Mutasavvıf ve şairlerdendir. İran’ın Horasan bölgesindeki Sebzevâr’da doğmuştur. Gençlik yıllarını Sebzevâr’da geçirmiş ve ilk eğitimini burada tamamlamıştır. Daha sonraları Nişâbur ve Meşhed’de yaşamıştır. Çok tesir edici ve kuvvetli vaazlarıyla tanındığı için “Vâiz” lakabını almıştır. Aynı şekilde şiirlerinde ilmî (güç) müşkülleri çözdüğü için “Kâşifî” mahlası da ona verilmiştir. Hüseyin Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh), dirayet sahibi âlim bir zat olup çok latif bir kişiliğe sahipti. Ha keza edip, şair, sûfî, hatip, yazar, fakih, tefsirci, muhaddis ve astrologdu. Sihir, astroloji, esrar ve hurûf gibi birçok ilme vâkıftı. Aynı şekilde güzel, tesirli ve Dâvûdî bir sese sahip olup vaazları sırasında âyet ve hadislerdeki incelikleri güzel bir şekilde insanlara anlatırdı. Gittiği yerlerde ilmî şahsiyeti ve vaazlarıyla kendisini halka kabul ettirmiş ve yanı sıra Dâvûdî bir sese sahip olmasıyla vaaz meclislerinde büyük izdihamlar oluşurdu. Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh), dönemin ünlü Nakşibendî şeyhi Sa‘deddîn-i Kâşgarî’nin Herat’ta öldüğü haberi üzerine onu rüyasında görmüş ve ziyaret etmek için Herat’a gitmiştir. Burada Sa‘deddîn-i Kâşgarî’nin ünlü müridi Abdurrahman-ı Câmî ile tanışmış ve onun vasıtasıyla Nakşibendî tarikatına intisap etmiştir. O dönem Herat şehri, Timur’un torunlarından Hüseyin Baykara’nın yönetimi altındaydı. Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh) kısa zamanda ilmî şahsiyeti ve vaazlarıyla meşhur olmuş bir süre sonra Hüseyin Baykara ve Ali Şîr Nevâî’nin himayesine girmiştir. Onların teşvikiyle çeşitli kitaplar telif etmiştir. Herat’ta 20 sene kalmış vâizlik görevi yapmıştır. Molla Câmî’nin ölümünden sonra doğduğu yer olan Sebzevâr’a dönmüş ve 910 yılında burada vefat etmiştir. Türbesi Sebzevâr’ın güneybatısında, Dervâze-i Nîşâbur’dadır. Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’nin ailesi hakkında çok bilgi bulunmamakla beraber Nakşibendî büyüklerinin hayat menkıbelerini anlatan Reşehât ‘Aynü’l-Hayât’ adlı eserin müellifi Fahreddin Ali Safî’nin oğullarından biri olduğu bilinmektedir. Hatta babasının vefatından sonra Fahreddin Ali Safî (Rahimehüllâh), vaaz vermeye ve insanları irşâd etmeye başlamıştır. Vâiz-i Kâşifî (Rahimehüllâh) halkın çoğunluğu Şiî olan Sebzevâr’da Sünnîlik’le, Herat’ta yaşadığı dönemde ise Şiîlik’le itham edilmiştir. Hüseyin Vâiz-i Kâşifî; tefsir, tasavvuf, edebiyat vb. birçok alanda kırktan fazla eser kaleme almıştır. Telif ettiği başlıca eserleri şunlardır:
- Cevâhirü’t-Tefsîr li-Tuhfeti’l-Emîr.
- Mevâhib-i ‘Aliyye (Tefsîr-i Hüseyni).
- Câmi‘u’s-Sitîn.
- Ravzatü’ş-Şühedâ.
- Ahlâk-ı Mühsinî.
- Envâr-ı Süheylî.
- Mahzenü’l-İnşâ’.
- Esrâr-ı Kâsımî.
- Fütüvvetnâme-i Sultânî.
- Bedâyi‘u’l-Efkâr fî Sanâyi‘i’l-Âsâr.
- Risâle-i Hâtimiyye.
- Letâyifü’t-Tavâ’if.
- Lübb-i Lübâb-i Ma‘nevî.
- er-Risâletü’l-‘Aliyye fi’l-Ehâdîsi’n-Nebeviyye.
Stok Kodu:9786257284158Boyut:17*24Sayfa Sayısı:512Kapak Türü:Ciltli Sert KapakKağıt Türü:Kitap KağıdıDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Kuveyt TürkTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim286,81286,812152,01304,023103,25309,76652,58315,49937,60338,441034,42344,171132,07352,781229,88358,51
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.